Bölüm 23: #ALS #IceBucketChallenge #BirKovaBuzluSu

Meydan okuyanlar, meydan okunanlar, ciddiye alanlar, almayanlar, bu hastalıkla yaşayıp artık yalnız başına boğuşmadığı için bir nebze rahatlayanlar, boykotçular, bağışçılar, su tasarrufçuları, sosyal medya ilgi arsızları, futbol yorumcuları, kampanyayı amacından saptıranlar, kötü araçları amacın yerine koyup yargısız infaz yapanlar…
#ALS #icebucketchallenge #birkovaBuzlusu kampanyasının B’sindeki BİLİMİ anlatmaya, hakkını vere vere en güncel bilimsel bilgileri aktararak Amiyotrofik Lateral Sikleroz hakkında farkındalık yaratmaya geliyoruz! ALS’nin patofizyolojisi, hastalığın kalıtımsal halinin temelinde yatan genetik mutasyonlar, moleküler mekanizmalar, ALS’ye sebep olabilecek keşfedilmeyi bekleyen yeni genetik faktörler, ALS üzerine yapılan temel bilim ve biyomedikal araştırmalarının önemi ve deneysel kök hücre tedavileri hakkında son durum…
Konuğumuz Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü mezunu, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı‘ndan tescilli, Brown Üniversitesi doktora öğrencisi, geçtiğimiz hafta çevrimiçi T24 gazetesine de bir röportaj veren ALS araştırmacısı Aslı Şahin. ALS hakkında bilimsel gerçekleri birinci ağızdan Bilim Kazanı’ndan dinleyin, kakara kikiriye, ‘cıvık, müdürüm, affedersin’liğe maruz kalmadan vicdan rahatlığıyla kampanyanın amacına ulaşmasına yardım edin.
Baktınız bölümü dinledikten sonra gönlünüzden geçti, 28 Ağustos 2014 itibariyle 779,000TL toplanmış kampanyaya bir bağış da siz yapmak istediniz, ister Türkiye ALS-MNH Derneği‘nin desteklediği su Indiegogo kampanyasına buyurun, ister havalelerinizi aşağıdaki hesaplara uçurun:
Sağlıkla kalın, sağlık ve farkındalık yayın.
bagis
Kazana bas, porsiyonu indir!
bk_logo_blog1

Bölüm 22: Ateşş’e Hükmeden Biyolog Ezgi Hacı

Picture3
Bu hafta moleküler biyolojinin en temel öğretilerinden ‘merkezi dogma’yı sorguluyoruz. Bizi yoldan çıkaran ve kazana yasak elmayı yuvarlayan, Harvard Üniversitesi Moleküler ve Hücresel Biyoloji bölümünde doktora öğrenimine devam eden ve Firre (Ateşş) genetik dizilimi üzerinde çalışmalarını  sürdüren Ezgi Hacısüleyman.
Son 50 yıldır her biyoloji öğrencisi, genetik kodun vücudumuzdaki işlevsel süreçlerde izlediği yolu DNA -> RNA -> Protein şeklinde öğrenir. DNA diziliminden RNA yapılır, RNA bir elçi gibi hücre çekirdeğinin dışına çıkarak bu dizilime uygun protein yapımı için taslak görevi görür, ve hücrede genetik koda uygun protein üretilir.  Ne var ki son 10 yıldır bilim dünyası RNA’nın bilinmeyen başka rolleri olduğunu keşfetmeye, moleküler biyolojinin bu çoğu zaman umursanmayan üyesinin çekirdekte çok farklı işlevleri de olduğunu göstermeye başladı. Ezgi Hacı doktora çalışmalarında, Firre RNA diziliminin kromozomun farklı bölgelerini iplik gibi sararak birbirine yakın pozisyonlara getirdiğini, böylece birden fazla genin ifadesini kontrol edebildiğini gösterdi.
Bilim dünyasının dogmasını kırmaya, tabuları yıkmaya hazır mıyız ? Moleküler biyolojinin yeni tanrısı RNA’yı pohpohlamaya var mıyız? Öyleyse ateşş’e hükmeden biyolog Ezgi Hacı ile dogmatik sohbetlere hoşgeldiniz!
Kazana bas, porsiyonu indir!
 bk_logo_blog1

Bölüm 21: Şerlok Tamer Kök Hücrenin İzinde


serlokk
Bilimi Lokman Hekim hikayelerinden öğrendik,  yanıldık. Ölümsüzlüğün formülünü çiçekler fısıldamıyor, bu yolda kırlar ve ırmaklar yok. Bu yolda ter, gözyaşı, entrika,  bazen de kan var!
5 Ağustos 2014’te bilim dünyası, dünyaca ünlü kök hücre biyoloğu Yoshiki Sasai’nin intiharı ile sarsıldı. Sasai’nin öğrencilerinden biri, kısa bir süre önce kök hücre yapımında devrim yaratacak bir metod geliştirmiş, bilim dünyasını zelzeleye veren bu metodun detaylarını prestijli bilim dergisi Nature’da yayınlamıştı. Neden sonra yoğun basın ilgisi, tekrarlanamayan deneyler, şaibeli bulgular ve makaledeki sahtekarlık iddiaları, hem bu metodun geçerliliğine dair şüpheleri kuvvetlendirdi, hem de olası bir sahtekarlığa karışmış olabileceği için Doktor Sasai’nin laboratuvarına korkunç bir kara leke sürdü. Bir bilim insanının intiharı (Sasai), bir diğerinin istifası (Vacanti) ve sahtekarlığı yapmış olabilecek öğrencinin kariyerinin muhtemelen sönmesi (Obokata) ile sonuçlanan bu macera, çiçekli düşlediğimiz bilimsel serüvenlerin hiç farkında olmadığımız karanlık yüzünü ortaya koyuyor olabilir mi?
‘Olamaz mı, olabilir’ diyor bilirkişiliğine başvurduğumuz bilim insanı Dr. Tamer Önder, nam-ı diğer Şerlok Tamer. 2012 yılından beri Koç Üniversite’sindeki araştırma laboratuvarında kök hücre yapımına yoğunlaşan Dr. Tamer ile bu üzücü intiharın ardındaki bilimsel hikayeyi ilmek ilmek dokuyarak gerçeklere ulaşmaya, sizlere bilim dünyasının bu defa karanlık yönünü göstermeye çalıştık! Dünyaca ünlü kök hücre ve kanser araştırmacılarının laboratuvarlarında çalışmış olan Doktor Tamer, bilimsel araştırmaların ne kadar yoğun ve stresli ortamlarda gerçekleştiğini anlatırken, yine de dinleyicilerimize mutlu bir nota ile veda ediyor: Yüreğinizin götürdüğü yere gidin!
Kazana bas, porsiyonu indir!
bk_logo_blog1

Bölüm 20: Parkinson Yoğurdu (Değil)

20
Bu hafta bilim kardeşimiz, bibişimiz Bilim-Bilmiyim‘le el ele verdik ve yüce milletimize musallat olmuş Yoğurt Lobisi’nin (YoLo) köküne kibrit suyu ektik!! Teşekkürler bilimsiz bilim haberciliği, yaşasın ‘kolay-çözümlere-hop-dedi-atlamacılık’ ve hurra ‘yoğurt-ye-zehrini-alır-pazarlama’. Olmasaydınız olmazdık.
Konumuz Milliyet gazetesi bilim dış haberler çeviri servisinin Türkiye’yle paylaştığı “Alman bilim insanları Parkinson’i yoğurtla yendi. Onlar da çok şaşırdı” haberi. Önce gazete haberinin iki karış boyunun ölçüsünü alıyoruz, sonra da araştırmacı şanımıza yaraşır biçimde gazetenin hunharca katlettiği orjinal bilimsel çalışmanın yazarı Dr Cihan Erkut’u konuk alıp Konya’ya Konya, Hanya’ya Hanya diyoruz. EN ÖZHAKİKATİ tabağınıza getiriyoruz!
Tikveş Yoğurtçularını değil, Boğaziçi Üniversite’sine hakkını helal ettikten sonra taşı tarağı toplayıp gurbet vatan Almanya’ya yerleşen, Dresden Max Planck Moleküler Hücre Biyolojisi ve Genetik Enstitüsü’nden doktor çıkan susuzluk ve metabolizma uzmanı Cihan’i dinleyin. Dinleyin ki bu araştırmanın aslında Parkinson’a tedavi geliştirmediğini, ama Parkinson’un bir türüyle ilişkilendirilmiş DJ-1 geninin hücrelerin susuzluk direncinde oynadığı rol ile ilgili olduğunu, DJ-1 geninin kodladığı enzimin ürettiği D-laktik asidin de bu direnç mekanizmasına katkı sağladığını, ve sadece Bulgar değil, aynı mayayla yapılan süzülmemiş tüm yoğurtlarda bulunan D-laktik asidin Parkinson ile zarar görmüş beyin dokusunu deney tüpünde tamir edebileceğini öğrenin. Biz size gaza gelmeyin demiyoruz, gelin tabii, ama hobi olarak gelin; önce işin doğrusunu öğrenin.
Kazana bas, porsiyonu indir!
bk_logo_blog1